Dün akşam arkadaşım Nur’un doğum gününü kutladık, onu seven tüm dostlarıyla. Geçirdiğim en güzel doğum günü kutlamalarından biriydi. Nur iyi ki doğmuşum çığlıkları atıyordu , bende eşlik ettim ona iyi ki doğmuşum ve iyi ki senin doğduğun günün kutlaması içinde olmuş, iyi ki seni tanımışım.
Kutlama bir ayin niteliğindeydi bence, mutluluğu paylaştığımız bir gece, çok mutlu olarak ayrıldım evinden. Eve geldiğimde erken saatlerdi. Bir süre internet başında vakit geçirdim. Bir anda aklıma 22 Ekim de başlayacak olan Vipassana kursunun başvuru sayfasına bakmak geldi. Acaba hala boş yer var mıydı. Kadınlar için yedek liste, erkekler ve hizmet edecekler için yer vardı. Paylaşayımda gitmek isteyenler görsün diye düşünürken, bir arkadaşımla fecabook üzerinden sohbet etmeye başladık. Nasılsın diye sorduğumda canım sıkılıyor cevabını aldım. Biraz sohbetin ardından, Vipassana yapsana dedim. Daha önce onunla Vipassana üzerine benzer konuşmalar yapmıştık. Ama bu sefer farklıydı benim için. Bunu bu gün sana söylemem bir tesadüf, biliyorum vardır bi nedeni bu tesadüfün diyerek ekledim. İçimden bir ses bunu birilerine iletmem gerektiğini söylüyordu. Vipassana konusunda çok ısrarcı olmamaya çalışırım, kendime şaşırarak ısrar ettim. Ayarlarsın 10 gün ne olacak ki gibi şeyler söyledim.
Genelde pek erken yatmam, ama yatmak istedim. Sabah olduğunda klasik rutinler, internet gezintisi yaparken, facebookta daha önce Vipassana kursuna katılmış bir arkadaşım Mey’in daha önce Vipassana ile ilgili yazmış olduğu yazının linkini paylaşmış, linkin üzerinede bir şey yazmış yazdığı yazıyı okumadan, linke tıkladım ve yazdığı blog yazısını okudum. Yazının altınada gece paylaşmak isteyip paylaşmadığım vipassana kursu sayfasını ekledim. Hemen akabinde sevgili arkadaşım Sinem aradı. Ve bana baş sağlığı diledi. Şaşırdım ve kim öldü ki dedim. Vipassana’yı bizlere öğreten hocamız S.N.Goenka dün gece ölmüş, hayatım boyunca yaşadığım en ilginç anlardan biriydi sanırım. Tarif edemem, mümkün değil. Ama şunu söyleyebilirim yaşadığım şey acının, kaybetmenin yarattığı hisler değildi. Başka bir şeydi. Mutsuz olan hiçbir şey yoktu hislerimde. Bir an gülümseme, bir an öylece kalmışlık, bir an göz yaşı, hızlı değişken duygular …
Facebookta arkadaşımın paylaştığı Blog yazısının üzerinde meğer şöyle yazıyormuş. “S.N Goenka passed away” ben görmemişim. Sonra yoga dersi vermek için yola çıktım. Otobüs durağında yaşadığım deneyimin her halini izlerken, durakta bekleyen yaşlı bir adam, cüzdanından bozuk paralarını düşürdü. Bir adet on kuruş yuvarlanarak önümden geçerken onu durdurdum, yerden alıp yaşlı adama verdim. Bana, sanırım Rusça’ydı bir şeyler söyledi. Anlamadım dedim. Sonra bozuk bir Türkçe’yle “ hem sen güzel, hem kalbin güzel dedi”. O an yine gözlerim doldu ve Goenka’ya teşekkür etmeye başladım. Dönerken de uzun süredir görmediğim ilk Vipassana kursumda tanıştığım bir başka arkadaşımla karşılaştım. Bu yaşadıklarım benim için çok ilginçti.
Ve dün geceden beri yaşadıklarımdan çıkardığım sonuç şu,
Goenka bana Vipassana yapmaya devam et, ve hizmet et mesajları gönderdi.
Goenka dün gece gitti ama bu gün yine burada. Onun burada olduğunu hisseden belki de bilen dünyada binlerce öğrencisi vardır. Bu gelenek aynı saflıkta Goenka’nın yaptığı gibi aktarılmaya devam edecek. Mutluluk yayılacak.
Goenkaji bana neler öğretti aklıma gelenleri sıralıyorum. Hepsini yazamam ama deneyeceğim.
Yaklaşık 4 yıldır vipassana yapıyorum. Bu dört yılda neler olduğunun özeti.
Anapana, Vipassana, Metta bu üçü yeterli aslında ama devam ediyorum.
– Yaşama Sanatını,
– Mutlu olmak için yaşayacağıma yıllar önce karar vermiştim. Ve hemen her şeyin beni mutlu edeceğini biliyordum ama nasıl ?
-Her anda nasıl mutlu olabileceğimin yöntemini öğretti.
-Mutluluğu nasıl paylaşacağımı,
-Hizmet etmeyi,
-Gerçekten sevmeyi,
-Geçiciliğin ne demek olduğunu,
-Değişeni, değişkenliği,
-İncitmemeyi, (öyle ki beni incitmek için büyük çaba sarfeden birini dahi küçücük bir sözcükle incitebilecekken onu -incitmemem gerektiğini biliyorum. )
-İncittiklerimden özür dilemeyi, af dilemeyi,
-Affetmeyi,
-Öldürmemeyi,
-Yalan söylememeyi,
-Ağrılarımla başedebilmeyi,
-Karşılıksız verebilmeyi,
-Gülümsemeyi ve gülümsetebilmeyi,
-Bütün varlıkların mutlu olmasını istemeyi,
Ve daha bir sürü şey …
Bu yazdıklarımı öncesinde de biliyordum belki ama anlamları şu ankinden farklıydı. Her yazdığımı yüzde yüz yapabiliyor değilim, ama Vipassana’ya devam ettiğim sürece biraz daha şevkat, sevgi ve mutlulukla dolacağımı biliyorum.
Goenkaji; çok sempatik, çok tatlı ve her zaman gülümseten, gülümseyen hocama saygı sevgi ve minnet duyduğumu yine iletiyorum. O bizlere her an metta yollardı. Ve ona metta yolluyorum.
Ve tüm vipassana hocalarına, öğrencilerine teşekkür ediyorum.
Goenka şöyle der;
May all be happy , Be happy, Be happy, Be happy…
Ve tüm vipassana öğrencilerine Anicca, Anicca, Anicca…
Mutlu olun :))