Bu yıl çok şanslıyız. Yaklaşık iki yıl aradan sonra, geçtiğimiz aylarda bir kurs yapabilme şansı bulduk. Önümüzdeki ayda yılın 2. kursunu yapacağız. Uzun bir aradan sonra kurs yapacak olanlar, ilk defa katılacaklar ve ya katılmak isteyenler için, küçük bir deneyim paylaşımı.
Şu meşhur sessizlik meditasyonu diye bilinen teknik, Vipassana.
Vipassana’nın resmi sitesinden bir alıntıyla giriş yapıyorum.
“Olanı olduğu gibi görmek anlamına gelen Vipassana, Hindistan’ın en eski tekniklerinden biridir. Vipassana, evrensel bir çare, bir başka deyişle bir Yaşama Sanatı olarak 2500 yıldan daha uzun bir süre önce Hindistan’da öğretilmiştir.” Vipassana Meditasyonu 10 günlük kurslar halinde S.N. Goenka tarafından yeni ve eski öğrenciler öğretilmektedir.
2009 yılı, Yaşama sanatını öğrenmeye başladığım yıldır. Benim için 2009 da başlayan bu muazzam teknik, halen kararlılıkla hayatımın merkezindedir. Sessizlik meditasyonu olarak da bilinen bu teknikte, sessizlik sadece yardımcı bir etkendir. On gün boyunca öğrencilerin en iyi şekilde çalışabilmesi için hazırlanmış bir meditasyon alanında, bir dizi kuralla on gününüz belirlenmiştir. Siz sadece meditasyon yapmalısınızdır. Diğer tüm detayları meditasyon komitesi sizin için düşünmüş ve hazılamıştır. Yemekleriniz, yatağınız, on günde ihtiyacınız olabilecek her şey size verilir. Normal hayatınızda olan konforunuzu aramamalısınız orada sadece meditasyon yapabilmeniz için konforunuz sağlanacaktır. Bir çok şeyi on günlüğüne evinizde bırakmanız gerekir. Telefonunuz, her zaman yediğiniz yemekler, bilgisayarınız, kitaplarınız ya da defterleriniz.
Bu kursa girerken herhangi bir para ödemezsiniz. Vermek isteseniz de bunu kabul etmezler. Vipassana meditasyon tekniğinin saflığını koruması için bu çok önemlidir. Bu teknik para karşılığı öğretilmez. On günlük tüm masraflarınız eski öğrencilerin bağışları sayesinde karşılanır. On günün sonunda bağış yapabilirsiniz. On gün bittiğinde sizde eski öğrenci olursunuz ve bağış yapabileceğiniz anlamına gelir. Ama bağış yapabilmenizin de bir koşulu vardır. Gerçekten bu on gün boyunca bu teknikten fayda gördüğünüzü düşünüyorsanız, bağış yapabilirsiniz. Yapılacak bağışın bir meblağı yoktur. Bunu yine siz belirlersiniz. Birde, eski öğrenci olduğunuz için artık hizmet edebilirsiniz. Hizmet etmekte kendinize açtığınız büyük kapılardan biridir.
Bu on günde neler olur ?
Kurs yerine söylenen saatte gidersiniz. Sizlere öncesinde kurs kuralları açıklanmıştır ve kursa katılmaya eminseniz başvurmanız istenir. Kurs kuralları kursun ve en önemlisi sizin için çok önemlidir. Tekrar sorarlar kurs kurallarına uymayı kabul ediyor musun? Evet dediğinizde ilk gonkla kurs başlar. İlk adım sessiz kalmanızdır. On gün boyunca sadece asistan hoca ile konuşabilirsiniz, bu konuşmada sadece soru sorabileceğiniz zamanlarda olur.Birde hizmet eden yönetici ile konuşabilirsiniz, o da temel ihtiyaçlarınız dahilinde kısa konuşmalardır. Diğer hizmet edenler sizinle konuşmamaları gerektiğini bilirler. Ve sadece onlara ola ki soracağınız sorulara gülümseyerek yanıt verirler. Böyle bir durumda yöneticiye ulaşmanız gerektiğini hatırlamanız gereklidir.
Öyle anlar olabilir ki sadece odanızda tuvalet kağıdınızın bitmesi sizi bir hizmet eden öğrenciye koşarcasına götürebilir. Ya da meditasyon yaparken bir saat boyunca sadece odada tuvalet kağıdının bittiğini düşünebilirsiniz. Tuvalet kağıdına ulaşma isteği sizi oradan oraya savurabilir. ilk gördüğünüz hizmet eden öğrenciye odada tuvalet kağıdı bitti alabilir miyim dersiniz. O da sadece size gülümser, bazı anlarda bir evet bile demedi diye ona sinir olabilirsiniz. İçinizde bir kelime dahi olsa konuşma isteği sizi yakıp kavurabilir.
Kısa zaman da alışma ihtimaliniz çok yüksek sessizliğe, daha önce sessiz kalınan inziva ya da benzeri hiçbir durumda kalmayan bir çok kişiye yapılması, kalınması çok zor bir durummuş gibi geliyor. Bu güne kadar konuştuğum birçok kişi on gün konuşmamanın çok zor olduğunu söylediler.
-Ben çok konuşurum hayatta yapamam bana göre değil gibi söylemler.
Birinci günün sonunda sessiz kaldığınızın farkındalığının nelere hizmet ettiğini anlamaya başlayabilirsiniz. Bazıları için ise çok zor olabilir bunu fark edebilmek.
Kendinize belkide hayatınız boyunca ilk kez bir 10 gün hediye ediyorsunuz. Sadece kendinizle olabileceğiniz bir on gün, on gün sessiz kalabilirsiniz.
İlk kursumda benim içinde zor olmuştu hiç konuşmamak, hatta inatlaşmıştım. Tuvalette ayna karşısında kendime bakarak, konuşacağım işte, dediğimi hatırlıyorum. Kendi kendime konuşmuştum. Benim derdim kurallardı. Konuşma dediler, kabul ettim sandım ama içimden bir yanım itiraz etti. Neyse ki Asistan hoca ve hizmet eden dışında kimseyle konuşmadan ilk kursumu bitirdim.
Sessiz kalmak, kurallardan sadece biri, sessizlik tekniği daha iyi öğrenebilmek için gerekli bir kural. Diğer kurallar form bilgilerinde var. Bu kuralları iyice okuyup düşünün ve gerçekten kabul ediyorsanız, başvurun. Bu on gün çok değerli, başvurup sonrasında vazgeçerseniz katılamayacağınız bildirmelisiniz. Kurs yapmak isteyen diğer öğrenciler sizin yerinize yedek listesinden davet edilecektir. Bu şansı diğer katılmak isteyenlere sunmayı ihmal etmeyin lütfen.
Aklıma gelen bir başka deneyimde şu;
Kurs başladığından itibaren yaşadığınız bir çok şey, sizi oradan çıkmanız hatta kaçmanız gerektiğini söyleyen bir iç ses belirebilir. Kaçıp kurtulmak ve normal hayatınıza dönmek isteyebilirsiniz. Böyle bir anla karşılaştığınız da o halin geçici olduğunu bilmek önemlidir.
Ben hemen her kursumda kaçmak istediğim anlar yaşadım. En son geçtiğimiz nisan ayında yine Kuşadası’nda yapılan kursta, sanırım altıncı gündü. Yine kaçmak istedim. Hizmet ettiğim için konuşabiliyordum. Mutfaktaki hizmet eden iki arkadaşıma ben gidiyorum dedim, onlarda nereye oturmak mı istiyorsun dediler. Bende hayır şu kapıdan koşarak çıkacağım arkama hiç bakmadan uzaklaşacağım buradan, dedim. İçimde öyle volkanlar patlıyordu ki yanıyordum resmen, ancak kaçarak kurtulabilirdim gibime geliyordu. Bilincim bu halin çok saçma olduğunu ve geçici olduğunu bildiği halde tarif etmekte zorlanacağım bir içsel durum yaşıyordum. Neyse ki arkadaşlarım Oğuzhan ve Tunç beni bulaşık yıkadığımız yere alıp kirli bulaşıklarla baş başa bırakarak kurstan kaçma isteğimi dengelememe yardımcı oldular. Ve kursu bitirdim.
On gün boyunca bir çok değişim ve dönüşüm yaşanabilir. Kaçma isteği bu derin operasyona direnç gösterme aracı olarak görüyorum. Kaçma isteği duyabilirsiniz. Belki benim gibi kapıdan kaçma resmi gözünüze gelmez farklı halleride olabilir. Kurallara uymayarak kurstan çıkarılırım fikrine kapılabilirsin. Ama uymadığınız her kural bir başka meditasyoncuyu da etkileyebilir. Bu sizin sınavınız. Bana sorarsanız başlamaya karar verdiğiniz gibi her ne olursa olsun bitirmeye de kararlı olun. Bu çok kıymetli tekniği öğrenin.
Benim hayatımın bir çok yönü vipassana ile değişti. Artık mutluluk ne demektir çok daha iyi anlaya bilir durumdayım.
Bu yazdıklarımı yazarken aklıma gelen, kendi deneyimlerimden çıkardığım durumlar. Ben sadece vipassana öğrencisiyim, bildiklerim ve söylediklerim beni ve deneyimlerimi bağlar. Sizler bambaşka haller ve durumlar yaşaya bilirsiniz.
Tek istediğim, Vipassana meditasyon tekniğiyle evrendeki her varlık tanışsın. Benim fayda gördüğüm bu tekniği herkes en az bir on gün deneyimlesin.
Kursa katılmak isteyenlere not ;
kurs kayıtları başladı. Muhtemelen çok kısa sürede dolacak, gerçekten gitmek isteyenler hemen başvurun.
22 Ekim- 2 Kasım arasında Kuşadası’nda yapılacak kurs için aşağıdaki linkten başvuru yapabilirsiniz.
Teşekkür ederim.
Mutlu olun .:)
http://courses.dhamma.org/en/schedules/noncenter/tr